Genel Yayın Yönetmeni : MAKSUT KOTO Editör : ENSAR SARGIN

KALBİ HÜRMETLERİYLE - ÖZER TURAN


'' Kendini geçemeyen gölge beden olamaz ''  ŞİİR DALI E-DERGİ

 






bir kadın çıkagelir yaşanmışlıklardan
ellerinde orman resimleri
ağzında kanaviçe hikayeler
hayatın kıyısında
bir kadın bir dünyadır aslında
kalb-i hürmetleriyle ku
ş dili konuşuyor kadın
‘’kı
rmızı terliklerime dokunma n'olur’’
avuçları
ma boşalsın kalbin’’
ürkek güvercinlere benziyor solgun yüzü
gecede bir hı
çkırık sesidir
yağ
mur yağıyor
ömrü baharı
m diye söze başlıyor şiir dilli kadın
toprağı
n tenine saplanmış kanlı hançer öfkesi
şiirler yazmış kitaplar okumuş çocuklar doğurmuş
kahve falları
na bakmış arkadaşlarının
meskhetyalı
bir adamın canına da okuduğu olmuş
insanları
düzeneği olan makinelere benzetiyor
onu tanı
dığımda şolohov okuyordu
''durgun akardı
don''
şaheser

'ağı
r ağır ölüyorsun kardeşim' diyor biri
‘’ağı
r ağır ve can çekişerek’’
tütün kokuyor gece ve anason
köpekler dış
arıda havlıyorlar
gidenler dönmediler/dönmesinler
omuzlarımda yükü kadavra bu canı
n
uzak diyarlarda çoğ
alan hasret
rılan bir dal sesiyle savrulur hayat
isyannn

ağı
r ağır ölüyordum can çekişerek
afrikada çocukları
n gözleri
sokaklar kan gölüydü/ölüyordum
açlar da ölüyordu benimle
çekiliyorum dünyanı
n kalbinden
hey gidi hey
sil ba
ştan yaşanılmıyordu bir koca ömür
II.
kalb-i hürmetleriyle ku
ş dili konuşuyor kadın
lacivert özlemdi a
şk
her sabah
anne oluyordu orman
ve ı
ssızlığı dağ başlarının

ağı
r ağır ölüyordu afrika'da çocuklar
can çeki
şen toprak
kuruyan tohum
ve beyaz patiskalara ası
lan özgürlük
sular da çekildi gözlerinden/ ku
şlar uçup gitti
kaç ergen kur
şuna dizildi bir gece yarısı
oysa aç denizleri emzirebilirdi gökyüzü
/ölüyordum
hey gidi hey
ba
şımın içinde dönüyordu fırıldak dünya
kalb-i hürmetleriyle ku
ş dili konuşuyordu kadın
süreya pa
şa mezarlığında ay vakti
bir koca çı
narın ağladığını da gördüm
bir ya
şamak bir ölüm bir yaşamak bir ölüm
sen yoktun
ölülerin sesi dolanıyordu dilimde


 ömrü baharı
m diye söze başlıyor kadın kalb-i hürmetleriyle
bütün cesaretimi toplayı
p hayatına dair sorular sorsam
yalı
n ayak çıkıp gelebilirdi şaheser romanlardan
bulvarlardan geçebilir fransız sokağını ate
şe verebilirdi
şarap çanağına tükürebilirdi böyle kaderin
yüzüne su serpsem hı
rçın bir kediye dönüşebilir öfkesi
rnakları çıkabilir/yüzümü tırmalıyabilirdi

(ŞAŞORTKOVAN SÖYLENCELERİ'DEN)