bir kadın çıkagelir yaşanmışlıklardan
ellerinde orman resimleri
ağzında kanaviçe hikayeler
hayatın kıyısında
bir kadın bir dünyadır aslında
kalb-i hürmetleriyle ku ş dili konuşuyor kadın
‘’kırmızı terliklerime dokunma n'olur’’
avuçlarıma boşalsın kalbin’’
ürkek güvercinlere benziyor solgun yüzü
gecede bir hıçkırık sesidir
yağmur yağıyor
ömrü baharı m diye söze başlıyor şiir dilli kadın
toprağın tenine saplanmış kanlı hançer öfkesi
şiirler yazmış kitaplar okumuş çocuklar doğurmuş
kahve fallarına bakmış arkadaşlarının
meskhetyalı bir adamın canına da okuduğu olmuş
insanları düzeneği olan makinelere benzetiyor
onu tanıdığımda şolohov okuyordu
''durgun akardı don''
şaheser
'ağır ağır ölüyorsun kardeşim' diyor biri
‘’ağır ağır ve can çekişerek’’
tütün kokuyor gece ve anason
köpekler dışarıda havlıyorlar
gidenler dönmediler/dönmesinler
omuzlarımda yükü kadavra bu canı n
uzak diyarlarda çoğalan hasret
kırılan bir dal sesiyle savrulur hayat
isyannn
ağır ağır ölüyordum can çekişerek
afrikada çocukların gözleri
sokaklar kan gölüydü/ölüyordum
ağ açlar da ölüyordu benimle
çekiliyorum dünyanın kalbinden
hey gidi hey
sil baştan yaşanılmıyordu bir koca ömür
II.
kalb-i hürmetleriyle ku ş dili konuşuyor kadın
lacivert özlemdi aşk
her sabah
anne oluyordu orman
ve ıssızlığı dağ başlarının
ağı r ağır ölüyordu afrika'da çocuklar
can çeki şen toprak
kuruyan tohum
ve beyaz patiskalara asılan özgürlük
sular da çekildi gözlerinden/ kuşlar uçup gitti
kaç ergen kurşuna dizildi bir gece yarısı
oysa aç denizleri emzirebilirdi gökyüzü/ölüyordum
hey gidi hey
başımın içinde dönüyordu fırıldak dünya
kalb-i hürmetleriyle ku ş dili konuşuyordu kadın
süreya paşa mezarlığında ay vakti
bir koca çınarın ağladığını da gördüm
bir yaşamak bir ölüm bir yaşamak bir ölüm
sen yoktun
ölülerin sesi dolanıyordu dilimde
ömrü baharım diye söze başlıyor kadın kalb-i hürmetleriyle
bütün cesaretimi toplayıp hayatına dair sorular sorsam
yalın ayak çıkıp gelebilirdi şaheser romanlardan
bulvarlardan geçebilir fransız sokağını ateşe verebilirdi
şarap çanağına tükürebilirdi böyle kaderin
yüzüne su serpsem hırçın bir kediye dönüşebilir öfkesi
tırnakları çıkabilir/yüzümü tırmalıyabilirdi
(ŞAŞORTKOVAN SÖYLENCELERİ'DEN)
ellerinde orman resimleri
ağzında kanaviçe hikayeler
hayatın kıyısında
bir kadın bir dünyadır aslında
kalb-i hürmetleriyle ku ş dili konuşuyor kadın
‘’kırmızı terliklerime dokunma n'olur’’
avuçlarıma boşalsın kalbin’’
ürkek güvercinlere benziyor solgun yüzü
gecede bir hıçkırık sesidir
yağmur yağıyor
ömrü baharı m diye söze başlıyor şiir dilli kadın
toprağın tenine saplanmış kanlı hançer öfkesi
şiirler yazmış kitaplar okumuş çocuklar doğurmuş
kahve fallarına bakmış arkadaşlarının
meskhetyalı bir adamın canına da okuduğu olmuş
insanları düzeneği olan makinelere benzetiyor
onu tanıdığımda şolohov okuyordu
''durgun akardı don''
şaheser
'ağır ağır ölüyorsun kardeşim' diyor biri
‘’ağır ağır ve can çekişerek’’
tütün kokuyor gece ve anason
köpekler dışarıda havlıyorlar
gidenler dönmediler/dönmesinler
omuzlarımda yükü kadavra bu canı n
uzak diyarlarda çoğalan hasret
kırılan bir dal sesiyle savrulur hayat
isyannn
ağır ağır ölüyordum can çekişerek
afrikada çocukların gözleri
sokaklar kan gölüydü/ölüyordum
ağ açlar da ölüyordu benimle
çekiliyorum dünyanın kalbinden
hey gidi hey
sil baştan yaşanılmıyordu bir koca ömür
II.
kalb-i hürmetleriyle ku ş dili konuşuyor kadın
lacivert özlemdi aşk
her sabah
anne oluyordu orman
ve ıssızlığı dağ başlarının
ağı r ağır ölüyordu afrika'da çocuklar
can çeki şen toprak
kuruyan tohum
ve beyaz patiskalara asılan özgürlük
sular da çekildi gözlerinden/ kuşlar uçup gitti
kaç ergen kurşuna dizildi bir gece yarısı
oysa aç denizleri emzirebilirdi gökyüzü/ölüyordum
hey gidi hey
başımın içinde dönüyordu fırıldak dünya
kalb-i hürmetleriyle ku ş dili konuşuyordu kadın
süreya paşa mezarlığında ay vakti
bir koca çınarın ağladığını da gördüm
bir yaşamak bir ölüm bir yaşamak bir ölüm
sen yoktun
ölülerin sesi dolanıyordu dilimde
ömrü baharım diye söze başlıyor kadın kalb-i hürmetleriyle
bütün cesaretimi toplayıp hayatına dair sorular sorsam
yalın ayak çıkıp gelebilirdi şaheser romanlardan
bulvarlardan geçebilir fransız sokağını ateşe verebilirdi
şarap çanağına tükürebilirdi böyle kaderin
yüzüne su serpsem hırçın bir kediye dönüşebilir öfkesi
tırnakları çıkabilir/yüzümü tırmalıyabilirdi
(ŞAŞORTKOVAN SÖYLENCELERİ'DEN)