Genel Yayın Yönetmeni : MAKSUT KOTO Editör : ENSAR SARGIN

UZAYDA ÖZGÜRCE DOLANIP DURAN ARZULARINIZI ALMIŞLAR FİLMLER YAPMIŞLAR, SEN HÂLÂ ÜSTÜNDEN ATLAYACAK ATEŞ ARA – ŞAKİR ÖZÜDOĞRU

'' Kendini geçemeyen gölge beden olamaz ''  ŞİİR DALI E-DERGİ
















Dün tanrı sandıklarımızla kül rengi oyunlar oynadık,
Yansıtıcı yüzeylerle kaplı binalara tırmandık, çatılarda ip atladık,
Yüksek yapıların geniş teraslarından seyredilebilecek bitimsiz düzlükler aradık,
Adamın biri kendini günahkâr sayıyordu, onu alaya aldık,
Deri oturma gruplarından İran halılarına yuvarlandık,
Bir adın ilk beş harfini buğulu bir aynaya yazdık,
İnsanı yeni baştan yarattık, yaratık başlarda huysuzdu,
Uzun sesli dillerimizle ona ağırbaşlılık kattık;

Kadını ve erkeği vardı, yağmuru ve güneşi
Islağı ve nemlisi vardı, biz binaya tırmanmadan su oraya konmuştu
Göğe kocaman bir delik oyulmuştu ve bir suret orada yalnızdı
Onun yalnızlığını aldık bir adın son iki harfine kattık;

Çocuğu ve yaşlısı vardı, durgunluğu ve rüzgârı
Bulanıklığı ve netliği vardı, toplandık etrafına
tırmandığımız yansıtıcı yüzeylerle kaplı binaların
geniş teraslarında iki ayakları üzerinde durabilen canlılar
üreten oyuklara taptık, Biz birkaç şen şapşal
kablolar orada hazırdı, elektronik devreler, ledler
ve henüz düzenlenmemiş sesler,
tavanlarda çok derin olmayan tatminsiz çatlaklar açtık,
içlerine önce masum, diri bedenler
içlerine sonra ödlek, pısırık, düzenbaz
içlerine şimdi şimdi olmasını istemediğimiz düzensizlikler;
kablolar vardı ve devreler; bebek ağlamaları, anorak kazaklar eksikti
yardık kafataslarımızı onları oradan oraya kattık;

Tanrı sandıklarımızın oyduğu kül rengi odalara kapandık,
Saten boyaların arasında rengârenk tuşlara bastık,
17” ledlerin ışığında kadın bedenlerini,
sanatçı isimlerini ve halk kahramanlarını kafalarımıza kazıdık,
Odalarda adamları sallamadan durabiliyorduk, uzun süreler öyle kaldık,
Yer minderleri, plastik sandalyeler, her birinin içinde sigaralar söndürülmüş su bardakları
girdiğimiz bütün boşluklarda bu cümbüşün aynından vardı,
Bir ses çağırdığında bir adı daha yarısında biz diye baktık,
Kendimizi baştan aşağı yanıp sönen ışıklardan yapılma yeni insanlardan saydık,
Böyle dedik odalarımıza huzur kattık,

arındık.