''Ey
şair öl, değerini bilelim'' ŞİİR DALI E-DERGİ
buralar; kaç gece, kaç gündüz
anımsamıyorum… kaç gökyüzü yürüdüm
kendimle karşılaştım dün gece
kaç mevsimdi ayrılık… konuştuk
yakalamaya çalıştım yalanımı
bana bakan beni görmekten işkillendim
kendimle gülüp ağladım bir zaman… sırlaştık
yarım asrın çizgilerini görünce yüzümüzde
kekeledik… göz gözeydik
gülümseyerek ayrılırken çözüldü ellerimiz
sırt sırta döndüğümüzde yürekler miydi çatlayan
bilemedik… gölgesiz yürüdük bir zaman
hangimize aitti yaşanan yanlışlar
yanlış mıydı ya da… ayrımına varamadık
tekrar karşılaşmayı dileyerek baktık gökyüzüne
buralar; gemilerin unuttuğu liman
yarayı kanattı yelkendeki martılar
batık gemilerdi beni anlayan
hesabı ödedik, şarkıları bitirdik
şimdi eğildiğimiz yerde dalgalar
aşka ve hayata çarparak geçiyor
her neye eğilsek sevdaya değiyor
oğlak burcunun rüyasıymış bu
kuruyor ellerimin değdiği tenyüzü
bütün coğrafyalarda nehirler kalbimize boşalıyor
buralar; herkesin aşkını bıraktığı sular
başka boyutu olmayan, iki kaptanlı öykü teknesi yaşam
umut, hangimizin cebinde saklı… bilemedik
mühürlendi aşk, kaybolan zamanlara, kağıtlara
ve biz bu yolu çok gece yürüdük
yüzümüzde, yeni yetme çocukların tarihi
bir kuyu gözyaşı bırakıp gittin
fırtına ve yağmurlar doldurdun valizine
şimdi yaşanamayan aşklar
herkesin geçmişinden alacaklı…