bacayı saran ateşten
od düşer odasına yalnızlığın
kapıda soyunup dikenlerinden
gül girse gülüşünü takıp saçlarına
ayağımı yerden keser tozpembeliği
düşlerin hep düşüşler sonrası
gözden ırar üstü örtülen
kar yağdıkça karadan uzağım
mevsimlerin ayarı kaçtı
sel geldi selda’dan önce
günbatımında kanıyor her şey
lal dilimde laleler