Ölmeden önce bir dünyası vardı cesedin
Ekmek arası köfte işe geç kalmaları vardı
Kerkük’te canlı bombayla çoğalması
Mülteci desem en çok oralı sayılırdı din
Hanesinde sevabından sancılı müslümandı
Nasıl sıkardın narı avuçlarını kanatmadan
Ruhu incinmemiş bir kentin sokakları vardı
Bekareti bozulmuş devletler ağlıyor atlaslarda
Kırmızıyı nasıl dokunursan öyle dudakların vardı
Nasıl susarsa her şey gürültüyle konuşurken
Mahreminden ruhban yalaka sevdalar vatanı
İki kere ikiyi dört sanıyor kentliler
İnsanlığımızdan çekiyor krediyi banka icad edenler
Kanlarımızla devşirilmiş tapu senetleri vardı
Üstümüze devrilen parlak yüzlü seviciler
Nasıl tanırdın meftayı ölmeden önce
Bir narı dağılmadan tutmaları vardı…
