rüzgâr damlası durgunluğuma acı getirir
kanat alınca göğü ağlatan özlem
rengini güze salar yaprak, sularda kopar
söz buharlaşır duvar arasında ah kalbim!
içine kapanık, diyemez ki;
kapı önünde üzgündür hava bu aralar
aşksız bir yenilgi içinde yaşam
kokusuna merak saldı çiçek
kırmızı bir elma tadına
kurt girememiş gibi henüz
olgun mavisini giydirdi gökyüzünün ağaç
ağacın gölgesinde gülüşü mahcup martı
ah kalbim! yine deniz tutacak seni,
bir dalganın ardından
şehri terk eden kara sularda
saksı ile konuşsa sabah sabah sancı
gül rengini eritin kanaviçe yaprağına bari
kırağı
dağlar nasıl olsa solgunluğunu