ANILAR
Bir kayısı
ağacında sallanır çocukluğum
Diken
şişirmiş parmağımı
Yüzümde
acıdan çok sevinç var
Anılar
Bir su gibi
yüzüme çarpıyorlar
Her çarpışta
bir ürperiş
Böyle mi
sevecektim dünümü
Böylesine
dakikalarla kaynaşık
Bırakmam saniyelerimi
onlara
Kararır
sislenir perde arkasında
Anılar
Kanım gibi
dolaşıyor damarlarımda
Malatya-Turan Emeksiz Lisesi-5 Edebiyat D sınıfındayken çıkardığımız
“Yeni Adım” dergisinde Mart 1970 yılında
yayımlandı. Derginin baş sayfasında ‘Anılar’ başlıklı bu şiirim, arka
sayfasında ise edebiyat öğretmenimiz Dursun Şahin’in adı geçen şiirimle ilgili
yazısı yer alıyordu. Yazıda: “Öğrencilerimiz içinde şiir, öykü yazanlar vardır.
Hem de öykü ve şiir yazanlar çokça. Çoğu kez bu uğraşı bir özentiye dayanmaktadır.Fakat
bu öğrenciler arasında şimdiden kendilerini kabul ettirecek derecede güzel
şiirler ve öyküler yazanlar da yok değildir.Arife Kalender adlı öğrencimiz
bunlardan biridir. Henüz genç yaşına rağmen Arife olgunca bir ifadeye ve ileri
görüşlülüğe sahiptir. Bu çalışmalarını devam ettirebildiği takdirde genç ozanın
ilerde, sayılı ozanlar arasına gireceğine şüphe yoktur…”deniliyordu. Bu şiirim
ilk değil ama şiirimin izleğini sezdiren, genç ürünlerimden biri sayılabilir.
İlk şiirlerimden
biri ‘KIŞ GELDİ’ başlığını taşıyordu
ve orta ikinci sınıftayken yazmıştım.Yoksulluğu ve kışı
anlatan bu şiir; “Kış geldi ana/ yine mi
çıplak ayaklarım/ Yine mi kurtlar inecek dağlardan” dizeleriyle başlıyordu. Malatya’da daha çok gazete sayfası
görünümündeki ‘Düşler’ dergisinde 1967
yılında yayımlandı. Cumhuriyet Savcılığı tarafından suç unsuru var mı, yok
mu diye İstanbul’da bilirkişiye gönderildi. Şiirde çocukça gözlem ve duyguların
işlendiğinin savcılığa bildirilmesiyle aklandı. Şiirin tamamı elimde olmadığı
için yazamıyorum. İlkokulda da bayrak şiiri yazdığımı, ezbere okulda okuduğumu
anımsıyorum yazılı tek dizesi bile yok.
İlk adımlarını
atan çocuk gelecekte koşucu olup olmayacağını nasıl bilemezse, yazılan ilk
şiirler de kimi zaman atılır, unutulur gider. Kimi zaman asma kilitli anı
defterlerinde saklanır, birisine yazılmış bir mektupta kalır. Rastlantıyla
bulduğumuzda; o günlerin kokusunu duyumsayarak gülümseriz. Bu tat, zamanı günümüzden düne,
dünü günümüze getirir. ‘Söz uçar, yazı kalır’ dedikleri…