kırsın diye aramızdaki buzları,
ıslak, ince tüylerini
silkelesin diye bu aşkın,
oyuncak bir ayı aldım sana
bir kutup ayısı
beyaz bir gül olabilirdi belki,
ağlayan, saydam bir taş,
ucuz, iki sözcük ya da…
ama, ben sana oyuncak bir ayı aldım
bekleyip biraz olgunlaşmak,
şu çocuksu, haylaz hayata
ağırbaşlı maskeler takmak
değildi pişmanlık,
dalgın bir fok balığını
kanatıp sulara bırakmak
hiç değildi
oyuncak bir ayıydı yalnızca…
kalabalık caddelerden geçtim,
şaşkın bakışlardan, kahkahalardan...
yürüdüm yürüyen merdivenleri,
totemleri kırdım,
oyuncak bir ayı aldım sana
kalbine pil takılı...
sevgilim, küstüm çiçeğim,
oyuncak bir ayı da olsa
şakacıktan dokun burnuna
bak, kış güneşi altında
kardan bir adam
eriyor kapında