okşuyor usulca tiyekleri
mor salkımlı bağın rüzgârı
o nemli rüzgârdır tenin
üzümleri uyandıran tek tek
yeşil buğulu uykusundan
kıvıl kıvıl bir sürgün uzanıyor geceme
kusursuzca sarıyor bedenimi asma
kökü dilsiz toprakta
anımsıyor ellerin kuytularımı
adamakıllı gevşiyor gece
asma döküyor yapraklarını
kızıl bir lotus deviniyor içimde
eskimiş ve kutsanmış kitaplara inat
çırılçıplak soyuyorum yargıları
ah köpük köpük kehribar şıra
en günahkârından şarap olacak
az sonra ayaklarımızla…
