tanrılar,
anneler, babalar can çekişiyordu
aşklar sadeydi; dostlarım ve ben vardık.
dostlarım ve ben yirmi kişi olurduk bir ortaokulun
basketbol sahasında akşamüzerleri, daha verimli kullanabilmek için
bedenlerimizin kıvrımlarını kendimizi betonlara vururduk. bedenlerimizi
vurduğumuz betonlara iç’imizi spreyle acemi şekiller olarak çıkarır, örterdik
sonra ucuz boyalarla. dostlarım ve ben birbirimizi yıpratırken birden yirmi
kişi olmuştuk. oyuklarımızdan tüneller açarak kucaklaşır, birbirimizin iç’ini
hiç öpmesek de okşar taklidi yapardık.
dostlarım ve ben geceleri buluşur gündüzden
planladığımız soygunları gerçekleştirirdik. aile saadetinin hırpaladığı gençler
arardık açık günler boyunca; nefessiz, yorgun, çocuk ve nefret doluyduk. biri
birini bıçaklarsa ötekiler kenarda alkış tutardı. ellere bulaşan kan ayı
kudurtur, her ayın ilk cumartesi kurban bayramı kutlardık.
karmaşık beden ilişkileri aynalaştıkça kadınlarımızın
adlarını unutur onlara sarılmaya hasret çakılarımızı biler ellerimizi eğitirdik
sokak ışıkları altında. dostlarım ve ben birbirimizin içine kıstırılmış
isyanlardık. gökkuşağından kesip diktiğimiz elbiselerle çıkınca sokağa gözlere
tedirginlik otururdu. oysa biz neşeliydik. biraz tutku aşırıp kenar
kasabalardan şehre son ses bir müzikle fırlatmıştık bohçamızı.
dostlarım ve ben harbi çocuklar değildik;
birbirimizin kabuklarına sığındıkça acı birikirdi bütün gün iç’lerimize. fark
etmezdik. acı kanırtmaya başlayınca betonları morartmış bedenlerimizi
silahlarımızı kalleşleştirmiştik. bazı dostlarım saçlarından keskin savaş
aletleri yapmayı öğrenmiş ötekileri boyunduruğu altına almayı başarmıştı. öteki
dostlarım ve ben kalkan teknolojilerinde uzmanlaşmıştık. kimimiz internet
kafelerin sıkıntısına sığınmayı başarmış, kimimiz çatı katlarını icat etmiş,
kimimiz uyuşturucuları ezberlemişti.
dostlarım ve ben gece bekçisi bir devletin kontrgerilla
ataklarıyla yıpratıldık. eşkallerimiz belirlenmiş isimlerimiz kütüklerden
çıkarılmaya hazır edilmişti. cismimizi mahkum ettikleri demirler arasından son
birkaçı ancak birbirine gülücüklerini saklamayı başarabildi.
dostlarım
ve ben harbi çocuklar değildik;
tanrılar, anneler, babalar devlet yardımı ile
dirilmiş
aşklar zehirlenmiş; biz katledilmiştik.