Genel Yayın Yönetmeni : MAKSUT KOTO Editör : ENSAR SARGIN

BÖCEK SOSYOLOJİSİ - ŞAKİR ÖZÜDOĞRU





tanrılar, anneler, babalar can çekişiyordu
aşklar sadeydi; dostlarım ve ben vardık.

dostlarım ve ben yirmi kişi olurduk bir ortaokulun basketbol sahasında akşamüzerleri, daha verimli kullanabilmek için bedenlerimizin kıvrımlarını kendimizi betonlara vururduk. bedenlerimizi vurduğumuz betonlara iç’imizi spreyle acemi şekiller olarak çıkarır, örterdik sonra ucuz boyalarla. dostlarım ve ben birbirimizi yıpratırken birden yirmi kişi olmuştuk. oyuklarımızdan tüneller açarak kucaklaşır, birbirimizin iç’ini hiç öpmesek de okşar taklidi yapardık.

dostlarım ve ben geceleri buluşur gündüzden planladığımız soygunları gerçekleştirirdik. aile saadetinin hırpaladığı gençler arardık açık günler boyunca; nefessiz, yorgun, çocuk ve nefret doluyduk. biri birini bıçaklarsa ötekiler kenarda alkış tutardı. ellere bulaşan kan ayı kudurtur, her ayın ilk cumartesi kurban bayramı kutlardık.

karmaşık beden ilişkileri aynalaştıkça kadınlarımızın adlarını unutur onlara sarılmaya hasret çakılarımızı biler ellerimizi eğitirdik sokak ışıkları altında. dostlarım ve ben birbirimizin içine kıstırılmış isyanlardık. gökkuşağından kesip diktiğimiz elbiselerle çıkınca sokağa gözlere tedirginlik otururdu. oysa biz neşeliydik. biraz tutku aşırıp kenar kasabalardan şehre son ses bir müzikle fırlatmıştık bohçamızı.

dostlarım ve ben harbi çocuklar değildik; birbirimizin kabuklarına sığındıkça acı birikirdi bütün gün iç’lerimize. fark etmezdik. acı kanırtmaya başlayınca betonları morartmış bedenlerimizi silahlarımızı kalleşleştirmiştik. bazı dostlarım saçlarından keskin savaş aletleri yapmayı öğrenmiş ötekileri boyunduruğu altına almayı başarmıştı. öteki dostlarım ve ben kalkan teknolojilerinde uzmanlaşmıştık. kimimiz internet kafelerin sıkıntısına sığınmayı başarmış, kimimiz çatı katlarını icat etmiş, kimimiz uyuşturucuları ezberlemişti.

dostlarım ve ben gece bekçisi bir devletin kontrgerilla ataklarıyla yıpratıldık. eşkallerimiz belirlenmiş isimlerimiz kütüklerden çıkarılmaya hazır edilmişti. cismimizi mahkum ettikleri demirler arasından son birkaçı ancak birbirine gülücüklerini saklamayı başarabildi.

dostlarım ve ben harbi çocuklar değildik;
tanrılar, anneler, babalar devlet yardımı ile dirilmiş
aşklar zehirlenmiş; biz katledilmiştik.