
Aşka adını
koyunca insan
Ya da ölüm
soluğunu fısıldayınca dünyaya
Ay batmaz
Selim
Güneş
kızıla döner sadece
Orada
durur tabut
Cenazeler
bilmediğimiz yolculuk
Ekmek gibi
taş fırından taze çıkmış bir koku
Neden diye
sor Selim
Sormayı
unutma
Neden ölüm
ve hayat
Neden
tükeniyor umut yalandan çok gerçekle
Neden
böldük ömrü hatıralara ve neden unutamaz insan yaşarken yiten dostlarını
Şimdi sen
ve ben Selim
Kırmızı ve
Siyah
İki renkle
açıklansaydı dünya ben intihar ederdim
Denemedim
değil bir sefer mavi öyle güzeldi ki Selim
Gözlerin
gibi bakmaya doyamadığım o sevincin siyahı
Sormalısın
Hangi oyun
dürter bir kalbi ve kalır karanlıkta
Haziran ki
bütün gerçeğiyle anlatırken o kanlı kristali
Kendinden
çok bir başkasıdır yüzünü gördüğün avlu
Neden
Selim insan bir kez olsun düşünmez karşı kaldırımı
Balkonlardan
sarkan seneler ıhlamurlara doyamadan
Hayat
neden görmez kayıp dantellerin evlere bıraktığı yetimliği
İki ateş
arasında diyorlar insanlık
Savaş ve
kırılgan kirpi
İç cebimde
can çekişen bir barış ben ölmedim diyor Selim
Batıracak
sözü varmış daha kalbime
Ah
diyorum, ah…
Senin
çocukluğuna vurgun duruşunu neresine göndersem dünyanın
Yine
bakışımda acı kalacak
Her renkte
bir gölge mutlaka kalacak
Hayatı
okşamak ölümü denemekten daha zor Selim