Genel Yayın Yönetmeni : MAKSUT KOTO Editör : ENSAR SARGIN

ÖYKÜLEŞİM - CİHAT BUCAK / C.SELENGA

‘’SELAM OLSUN O SONSUZ AŞKLARA’’  ŞİİR DALI E-DERGİ









öyküleşim..; sen.ben.biz.aşk.yazın.resim.şiirdalı..diyaloglar .monologlar.var gibi = yok daha neler ?!...

* 
-gökkuşağına baktım : gökyüzüne açılan pencereden
senin kirpikleri tutuşturan yansılarını görmek için
öncesinde

şehrin karşı kaldırımlarında yeşeren
ormanın egemenliğini izlerken , şiirinden ; ayak bileklerinden
 takip ettim seni
imgelerinin çizdiği kristal patikalarda

terleyen , huzursuz ellerimi senin ceplerine yerleştiren
o yaylı kıvrımların güneşi , ve güneşinin üzerine doğan
dalgalanmalarda görünmesin diyerek
titremelerim

bir çift bakışa göre uygun yerleştirilmiş
bu pencereden akan rüyayı gördüm
oysa ne senin beni izleyecek ilgin vardı
ne de dünyanın seni , işte bu delikten boğucu
dünyayı dışarı attım

harflerin üzerinde eşit olan yaşam
mürekkeple ve mürekkep üzerinde basılı özlemleriyle vardı
ben bu oynak boşlukta sadece seninle dans etmeyi diledim

-gökkuşağına baktım : annemin mutfak penceresinde beliren
çini sözcüğü üzerinde
dans eden parmaklarını görmek için
sonrasında

üstad dede* nin atölyesinden salınmış
kuşların kanat çırpmalarını izleyen renklerinden
ömrüme bıraktığın parmak izlerinden
 takip ettim seni
minyatürlerin ney denizinde

harflerin üzerinde birbirine eş olan yaşam
dilimizin ufka baktığı , dilimizin ufka bıraktığı mürekkep izlerinde yaşadı
ve biz bu boşluğa
hatıralarımızla dans eden çocuğumuzla katıldık

*= ahmet Yakupoğlu


*
koro = “uyanan kış. uykusu bahar.
              yerinde say komutuyla derinleşmiş yıllar ve kar…”


* 
-nehrin kıyısında izledim seni
kan bürümüş
ve kıyısında bronzlaşmış
izledim seni : arkadaşlarınla kahkaha atarken
soluk soluğa nefesim
kemiklerimi kaynatırken
şehrin tek jazz barında

aç gözlü kadınlar!..göz bebeklerinde
kabataslak tebessümler
sahte masumiyetler , dondurma külahı halüsinasyonlar
sinsice oynarken cep telefonumla
kadehler onlarca şarap içtiler
kızıl kanda yuvarlanan boncuk sözcüklerle gülüştüler
ve biz bazı yok şeyleri , ve biz bazı hiç bir şeyleri konuştuk.

-o kimseyi taklit etmedi hayır , o kimseyi takip etmedi
tevazuu olmadan kısalan mesafeler
de
ben hep seninle oynamak istemiştim ki zaten

*
-iyi yıllar günleriydi. sen
güzel sanatlar seçmelerine katılmak için
gittin. hayata karşı bir başka hayatla yayın aldın. belli ki bu pencerenin sakladığı odalarda
ev sahibi yapmak için bedenini ; göğüslerine iki
kasıklarına üç , topuklarına on üç
çelik düğme daha ekleyerek . seyrettim seni onu otobüs durağında
tren raylarında o uzayan
dengeni korumak için doğruluşunu , ve nihayet barut gibi patlayan
ağzımdaki gençliğin naneleri
  
ah o çiklet.., sahte ergenlik mesajları..,tuşlarını ağzımda çiğnediğim cep telefonları
ve sırtının yaslanmasını beklediğim o sanal duvar
İlgili – ilgisiz yoldan gelip geçenlerin bazıları…

(ona lens taktığım gözlerimle , tabaklayıp boyadığım tenimle sordum)
-nereye geliyorsun.., baban biliyor mu ?
-ben senin için bir şey ifade ediyor muyum !

o oldum. dudaklarıyla düşünce balonları şişirdim.
başını salladı , gülümsedi…

-aşkın değişim sarhoşluğu senin eskimeyen dekorun ..,

-babam bilmiyor , ama ben onun getirdiği bu yerde kalamam.
hayır hayır gövdemi , göveren umudumu bir başka hayat ile dolduramam.
artık o yaşam : bir başkasına devrolmuş , bir başka bedenin içinde soğuk akşam yemeği….

-kalbimde henüz tortulanmaya başlayan rüyalar berrak sözcüklerle yıkandı.

* 
zaferi için iniş noktası olarak imge şehrini seçen yaşam seni aldı.
o pahalı .., ve her türlü olasılığı göze alabilecek genç ve tehlikeli bir adamdın artık.
kıssalarda imrenilerek giyilen elbiseler gibi nefesledim şehrini. havva oldu adım.
sol kolumda yılan derisi çantamla bana doğru ilerleyen koltukların arasından süzülerek cam
kenarındaki koltuğuma oturdum.
yüzünün büyük bölümünü kaplayan güneş gözlüğü gözlerini gölgeleyince  –sanki bir an çocukluğuma
dönmüş gibi- tüm yapay ışıkları affettim.ve yüzünde ergenlik sivilcelerin çıksın istedim..; bir
gençlik iksiri. bu sanki kırışık önleyici gibi.
saçlarını tokalarından kurtarınca ?...

tahta masanın arkasına oturarak ezberlediğim şiirlerin ve tüm sevecenliğimle .., ürünlerini tanıtmaya
çalıştım…ikram edilen kuru pastadan bir parça alıp meyve suyumu yudumlayarak diğer kızlarla sohbet
ettin sunumlar bitene kadar. hepsi benzer hikayelerdi. güler yüzümü esirgemesen de dinlemeye bile
değer bulmadın konuştuklarını. görevliler arayacağını dile getirerek yolladı bizleri.ve gittik…
hiç kimse aramadı bizi.yeryüzünde

 aşkın arayüzünde ..: yazın

yıllar sonra ekim ayında yinelenen evlilik yıl dönümümde değiştirdim onların hikayesini…
sunumunu kendi yaptıkları seçmelere şahit oldular. sanırım bu onları en mutlu günü oldu. sesimde
titremeler vardı..; gözlerine taktığım koyu yeşil lenslerinde. onların henüz kalemin değmediği  kağıt
parçalarıyla yakınlıklarını gördüm. elleri göğüslerimin üzerinde bağlı evimin yazın odasında
gözlerime kırmızı çarpılar atarak geçtiler.

* 
=ben onu her zaman yazarak geçtim
ölümlülerse onu okuyarak
sarıp sarmaladılar

bu sormadan sorulan
miadını tamamlayan zamanı
ve her daim kendi için çalışan
yolun ve yolcunun kenarında
ve hâlâ zarif gölgeli.., ve yalnız
parmaklarımın altında kendini sağ hisseden
büyük bilgisayardaki sürücü

atını farklı
boş bir şehre doğru sürdü artık

herkes kendi rüyasının üzerinde
güneş doğuran zamanlarında
=bense yaşlanıyorum
pencerenin o malum boşluğundan bakınca dışarıya..;

var gibi görünen
ormanın egemenliğindeki caddeler.., göğüslerin çarpıntılarıyla titreyen şehvet dolu gökyüzü
var gibi..; sanki ikimizin dışında bir dünya
ve daha neler .., ve daha neler.., yok daha neler
                                                                                            c.selenga + c.buçak

mektup şeklinde beyaz bir gülümseme için diş fırçasında saklanır aşk       

                                                                                             cihat buçak'a    

bunu şokbaz insanlar için yapmadım
evinin duvarları kimi tanrı , kimi elit dekore
boyanmış sözler içinde yürümek için mesela
ritim tutan melodilerin yansılarında yüzüne baka baka..; “ben
başka bir şeydir “
demişti ya rimbaud

o kimseye ait olmayan  , o kendine bile ait olmayan-
özgürlüğün patlamaları..; içinde vücudun
ruhun emip durduğu
yolluğuma uyandım…sen !

-bunu sizin için yapmadım ey şokbazlar
ama cevapların da kadınsı bir tarafı vardır

iskeletimi gökyüzünün pamuğu ile şişirdim
dudaklarımı damağıma diktim , yağmurları
çamur içinde boğulan denizden kurtarmak için

durmadan soyunup duruyor - du aşk. durmadan soyunup duruyor – du.aşk. durmadan soyunup

-buraya gelsene cihat. 
                                                                                          
                                                                                                  c.selenga

 rüzgar varsa çığlık inkar edilemez                                                                                           

bu gece slayt yapmak için söyle
ayna varsa yankı
bu gece bu yüzden açık
bu gece yansımalar için dudaklarım

ve kelimeler

bu gece ben
bu gece ben kaçak bir tenle
vurgu yapsam kaygan bir sözden

tutunsak rüzgarın kanatlarına
kurtulsak boğulduğumuz dilden…

kahve..; kısa teselli
memnuniyet yalın
ayrı ayrı uyuduğumuz gecelerin üzerinde
aydınlanırken cehennem

bu delilik olabilir ey sevgili
bu delilik ey sevgili olabilir beceriksizlik
bu duvar sebepsiz gereklilik

geri dönen yankılarımız
bir ağ gibi genişlettikçe göğsümüzü
çabalarımız patlayan boşluklarla
savrulan sevinç çığlıklarına dönüşüyor….

ve barut kokusu henüz ağzımızda..; duman duman , kanlı - kanatlı
sesimizin dönüşümü için
kulaklarımıza cangıl şiir çılgınlıklarıyla
ateşli bir silah gibi aşkımızı seyrediyoruz

                                                                                     c.buçak




aşk

                                                                 cihat a..,tabi ki cihat buçak a



karanlık sabahlardı

gördüm. mor bulutlu
ağlayan devrimci melekler
eşlik ederken

çocukluğuna dönmek isteyen bir kadındım ben , seninle
hâlâ sarhoş
ve hâlâ sallanan
tahta beşiğini yiyen


                                    c.selenga