Genel Yayın Yönetmeni : MAKSUT KOTO Editör : ENSAR SARGIN

DOSYA KONUSU - OĞUZ TÜMBAŞ

''Herkese birer şiir dalı uzatıyoruz. Siz neredesiniz?'' ŞİİR DALI E-DERGİ





    BİLGİSUNAR ORTAMINDA SORUMLU DERGİCİLİK



Bilgisunar ortamında şiirin, yazının, sanatın oluştuğu yayıncılık,  her geçen gün artış gösteriyor. Bu duruma ilgisiz, duyarsız, kayıtsız kalmak, çağın gereksinimlerine koşut düşüncelere de uzak durmak anlamına gelir.  Gelişen teknolojinin, insan algısındaki farklılaşmanın, beğeni değerlerindeki değişimin, yaşama bakış açılarındaki anlamın bir özelliği olarak elbette bu sürece olumlu yaklaşmak gerek diye düşünüyorum.

Ben de gençli yıllarımda yazın dergiciliğiyle uğraştım. Ankara’da 1966-69 yılları içinde Çele ve Meltem adlı iki yazın dergisinde sorumluluk üstlendim. Hatta Meltem adlı dergimizin yazı, şiir seçiminde, yazışmalarında, matbaa ilişkilerinde, sayfa düzeninde, dağıtımda inceden inceye büyük emeğim geçti. O kokuyu, heyecanı, coşkuyu unutmam olası değil.  

Bilgisayardan, bilgisunardan, sanal ortam dergiciliğinden elbette söz etmekolası değildi o zamanlar.  Yaşamımıza egemen olacak aygıtları kurgulamak, hayal bile etmek olası değildi. Yıllar sonra dünyayı parmak uçlarımızın egemenliğine bırakan, küçüle küçüle ceplerimize giren bilgisayarla böylesine dost olacağımızı söyleselerdi, güler geçerdik.

Teknolojiye ayak uydurmak kolay değil. Her gün yeni buluşlar yaşama yepyeni çığırlar, kanallar açıyor. Hele Bilgisunarın her alana, her ortama  girmesi, iletişimde sağladığı olanaklardaha da renklendi, varsıllaştı. Sanal ortamda  yaşama geçirilen internet ya da henüz yaygınlaşamayan ama Türkçe adıyla bilgisunar dergiciliği, bu aygıtın sağladığı olanaklar içinde yazına, sanata bir boyut kazandırdı. Bilgisunar ortamı, sanal dünya, kurgunun, düşün, imgelemin sınırlarını geliştirdi. 

Bilgisunar aracılığıyla gazete okumak, kitaplara açılmak, dergilere ulaşmak, e-dergi denen olguyla sık sık karşılaşmak da insanı heyecanlandırıyor elbette. Günün 24 saati yazılarla, şiirlerle, öykülerle buluşmak, yeni dostlar kazanmak, yazarlarla iletişim kurmak az şey mi? Hele yaşları artık 60’ları, 70’leri geçenlerin bu aygıtla, bu sistemle tanışması, kullanması mutluluğun da yaşama geçmesi olmadı mı?

Her ne değin eskiye özlem duysak, anıları yaşasak da çağın sağladığı olanakları, yenilikleri akılcı, bilinçli biçimde kullanmak, yararlanmak da güzel. Ben kendi adıma bundan kıvanç duyuyorum."web tipi bir yaşam biçimini" benimseyen insanlardan oluşan bir okur kitlesine yayın yapan arkadaşların girişimini saygıyla karşılıyorum. Baskı, kağıt, mürekkep, dağıtım, posta gibi masrafların ortadan kalkması, kuşkusuz ekonomik anlamda yayıncı arkadaşlara da rahatlık sağlıyor. Ayrıca, dünyanın her yerinden okunabilen, her noktadan ulaşılabilen bir yayını hazırlamak, oluşturmak anlamlı bir uğraş, bir eylem. Yeter ki çağdaş duyarlılık ve bilinçle, insana ve emeğe duyulan sorumlulukla bu yayıncılığı benimseyenler,bize bu olanağı sunsunlar.

Elbette mürekkep ve kâğıt kokusunu sayfalarında duyumsatan kitaplardan, dergilerden, yazılı ürünlerden  vazgeçmek olası değil. İnternet, bilgisunar ağında yayınlar ne denli çoğalırsa çoğalsın, ben kendi adıma bu yayınları da beğeniyle, ilgiyle, özlemle izlemekten şikâyetçi değilim. 

Bilgiye ve yazın,sanat ürünlerine emek vererek, zaman ve para harcayarak sahip olmak anlamlı ve önemli… Sanal ortamda yapılan yazın- sanat dergiciliğini, basılı dergilerin yerine koymak sağlıklı bir düşünce değil.  Birbirlerine yararları olabilir; ancak basılı dergilerin az satmasında sanal dergiciliğin etkili olduğunu söylemek gerçekçi değil diye düşünüyorum. Başka deyişle bilgisunar ortamında yazın dergilerinin okunması, basılı dergilerden bir pay alarak gerçekleştiğini sanmıyorum. Nasıl ki insanlar televizyon yaygınlaştığında sinemaya gitmeyi azalttılar, demek doğru değilse,bilgisunardanyararlanma  yaygınlaşınca insanlar basılı edebiyat dergilerinden vazgeçtiler demek de doğru olmaz kanısındayım.

e-dergicilik yaygınlaşsın yaygınlaşmasına da, bunun sulandırılmadan, saygınlık sınırında yapılmasından yanayım elbette. İlkesiz, sorumsuz, düzeysiz her tür yazıyı, şiiri yayımlamak yarar değil zarar verir bu tür yayıncılığa. Sorumlu, bilinçli, tutarlı çağdaş yayıncılık anlayışıyla e-dergicilik alanının genişletilmesi, daha çok okurla, yazarla, şairle buluşulması amaç olmalı. Gençlerin şiire, yazına emek vermeleri, uğraşmaları özendirilmeli. Yazılı, basılı yayınlara da yönlendirilmesi sağlanmalı. Kitapçıdan para vererek, abone olarak dergi alınması önerilmeli.

       İnternet dergiciliğine evet; ama ülkemizin değişik kentlerinde, kasabalarında çıkan yazın dergilerini de gözden çıkarmadan…e-dergiler ne yazarsan yayınlarlar anlayışından uzaklaşmalı onlara ürün gönderenler. Seçici, seçkinci olmalılar. 

       Ben bu anlayışla, sorumlulukla hazırlanan e-dergileri de okumak, yararlanmak, yazmak istiyorum; ama ilk göz ağrım yazın dergilerini de kitaplığımda gözde yerlerde korumak, yararlanmak da… Birini ötekinin yerine koyamıyorum. Gönlüm ikisine de yer açmaktan yana. Öncelik derseniz, yazılı olandan, basılı olandan, kapakları, renkleri, içerikleriyle satın aldığım, postayla evime gelen, kitaplığımda gülümseyenden yana… Bilgisunarımı açtığımda arayacağım e-dergileri de gözeterek, özleyerek de elbette.

       Basılı dergiler içinde çok kötü örneklerin de var olduğu gerçeğini göz ardı etmeden, kötü (sanal) yazın dergilerinin çöpleriyle ortalığı kirlettiklerini unutmamak gerek. Kötü bir sanal derginin, kötü bir basılı dergiye göre milyonlarca insana ulaştığının ayrımındayız elbette. Bize düşen görev; hem sanal ortamda, hem de basılı ortamda nitelikli dergilerin dayanışma içinde olmalarıdır. Duyarlı, nitel insanın da seçici olmakla yetinmeyip daha katılımcı olmaya çaba harcamalarıdır. Bu bağlamda Şiir Dalı’nın sorumlu yayıncılık anlayışıyla, ciddiyetle sanal ortamda verimli şiirlerle, yazılarla sürmesini diliyorum. Oradan yepyeni imzaların ürünlerini okumak, yeni şairlerle buluşmak da kazancım olacak. 


İzmir   / Temmuz 2012