OY
SANE
Gel
deme yabanıl yerlerde koyup da beni
Mevsimler
topladım yağmur sonrası bıraktığın ayrılığa
Kutsal
bir anıt gibi darağacında asılı düşlerim
Ömrümün
yaşlanan ufkuna anılar taşınır senli
Ve
dinmeyen fırtınalar içinde üşür bir yanım
Dudaklarımda
bükülü kalmış ıslığınla belledim yokluğunu
Üzünçler
yeşeriyor kanlı ırmaklarında sönen günlerimizin
Gel
deyişin ezberimde bir günah gibi ya hani
Kurumuştur
perdeleri çekili camlarda fesleğenler
Yalınayak
gidişimin sesidir duyduğun türküler
Sende
gelme sakın korkunu edindiğim yerde kal
Yitirdiğimiz
bir şeyler var gençliğimizden uzaklaştıkça unutulan
Varsın
okunmamış olsun şiirler soluğunda buğulanmadıkça
Kavuşamadığım
o gurbetin gecelerinde masallar anlatılır
Sular
buruşur ardıç kokulu evinde ömrümüzün
Dağılıp
gidiyor kör kandilin ışığında titreyen yüzün
Adını
çoğalttığım kıyılardan kar götürmüş izlerini
Bakıp
bakıp ağlıyorum uzaklarda ki OY SANE
Binlerce
intihar çığlıkları seçiyorum özenerek
Yüreğime
koydun acının ölüsünü
Kül
rengi bir akşam yüzümde tarihler çiziyor
(1988
Burhan Günel'in çıkardığı Karşı Edebiyat Dergisi'nde yer aldı.)