''Acının yoklamasını alın ve gidin. Sadece, insan insana şiiri giydirmeli.'' ŞİİR DALI E-DERGİ
unuttum sansam da orada o
hiç gitmemiş gibi çağırır beni
gecenin içinde aniden susup
parlayan bir hayvanın gözleriyle
bekliyormuş gibi avının son nefesini
durup sinsice dinler kalp atışlarımı
öylesine yorgun ve umarsızım
nereye dönsem üzerimde bakışları
ıslak taşların arasından sekip gelen
bir ışığın çıplaklığıyla bulur beni
II
boşlukta titreyen iki belirsiz ışığın
sabırsızlığıyla buluşuyor bakışlarımız
böyle oluyormuş demek bir ölüyle sevişmek
birbirinin kanına yemin etmiş iki aşığız
onun gözlerini tutuşturan kıvılcım
benim soluğumla yanan ormana dönüyor
dakikalar geçse de değişen bir şey yok
bir imkansızı ezber ettiğimiz suskunluktan
orada karanlığı yurt edinmişken kendine o
ben sınırsız bir arzuyla geceyi dinliyorum
III
yorgun ve keyifsiz düşürdü beni
kalbimin sabırsızlığıyla eşyaların sessizliği
saçlarımın arasında gezinen parmaklarım
kendiliğinden açılıp kapanmaya başladı
ben de olmayan merhamet onda da yok
bunu daha kaç kez ispatlayacağız birbirimize
tam bitti derken sil baştan yeniden başlıyor
bendeki tükenmez telaşla atmacanın hıçkırığı
az kaldığını tekrarlayıp dursam da sabaha
gözlerimi mühürlenmiş bir kez kendine
IV
ama kanı damarlardan hızla boşaltan
katilin bıçağı değil kalbin kendisidir
bunu öğrendiğimde farkında değildim
aramıza yılan gibi bırakılmış ipin
gözlerimiz alıştıkça sevdiğimiz bu uçurum
ikimiz için de sadece bir bahaneydi
aslında kendisi için dökermiş gözyaşını
az önce karnını deştiği sevgilisine ağlayan
ne o söyleyebildi bunu ne de ben anladım
sevdiğimiz kadar düşmanız da birbirimize