''Ey
şair öl, değerini bilelim'' ŞİİR DALI E-DERGİ
‘’çocukluğunun annesi, sevgilisi, ıssızlığı, kayboluşu’’ olan şair Fatma Aras… Umutların, yıllanmışlığın, renklerdeki sağanaklığın ve yüreğindeki acıya boykot etmişliğin kitabı ‘’Göğü Azalan Kuşlar’’. Şiirin neresinden başlamalı acıya. Bir çocuğun eline bırakılan bomba mıydı yaşanılan şehirler. Biriktirilen dipsizliğin bizlere armağan ettiği şey neydi? Bir şair düşünün, Iğdır’ın Yukarı Aratana köyünde doğup Almanya’ya kadar uzanan göğü. Gittikçe azalan özgürlükler, sevinçler, umutlar, en önemlisi de içinde yıkamadığı çocukluğu. Oysaki her bir kuş, gökyüzünün yetimliğidir onun şiirinde. Gurbet vaktidir ayrılıklar. Göç eden anılarıyla çoğalan şiiri ve de azalmaya başlayan hayat. Aras’ın şiirine derinlemesine inmek gerek onu anlayabilmek için.
‘’bir uzun yalnızlık, bir gidiş kayboluşa’’ dizesinde görüldüğü gibi kendisinin yalnızlıkla kaybolacağına ya da ölümün onu kaybedeceğine inanması yanıltıcı bir durumdur. Şiiriyle halkın diline imge sığınağı yapan bir şairin kaybolacağına inanmak aldatıcıdır. Sahi hangi dünyada böyle güzel bir yalnızlık bulabilir ki insan. Anneye, babaya, çocukluğa, memlekete, sevgiliye duyulan yalnızlıklar hangi şiiri şiir yapmaz ki. Fatma Aras’ı anlamak önce yalnızlığı sevmekle başlar…
‘’yüreğime sığmayan bir papatya kurusu / şimdi söyle / bu dili hangi yüze kullansam’’ diyen bir şaire şunu sormak istiyorum; neden papatyayı yüreğinde kurutma gereği duyuyor ya da papatya kurusunu şiirine alıyor. Oysaki papatyalar baharın güzelliğidir, hani diyor ya ‘’kendimden başlattığım mevsimler’’ bence de öyle olmalı. Papatyaları kendinden başlatmalı. Belki olur da bir gün, papatya falı da açma gereği duyar şiirinde…
‘’salıncağımın ipi kopuk acımı emziren yok / çocukluğum kayıp’’. Ey şair kimin acısını emziriyorlar ki sen öksüz kalmışsın. Hele bir şairsen, hele de bir gurbetsen kendi gurbetinde. Çocukluğunu kaybeden Aras, belki de en güzel şiirlerini yazması için bir bedel ödemiştir. Çocukluğuna eklenen anne ve baba acısı, şiirine ayrı bir renktir. Acının güzel rengi olur mu? Evet, Aras’ın acıları en güzel renkte. Okuyucusunu bulan her bir renk şiirini tamamlayacaktır.
‘’babam derdi: eksiğimin olduğu yerde var kesiğim’’ . Bir şair babası olmak nasıl bir duygudur bilenler anlatmalı bize. En büyük yara yaşamak olsa da, en güzel çare ise şiirdir. Aras’ın şiirinde bir başkadır baba sevgisi. Aslında babasında var olan eksikliği şairimiz oldukça doldurmuştur. Yaşadığı bölgeyi düşünürsek acıları bile dağ gibidir oraların. Sessizliği çığlık gibi yürek keser. Korkuları siyahtır, umutları henüz doğmamıştır. Şairin babasının en güzel yarasıdır Aras. Çünkü, o yarayı daime diri tutmuştur şair. Keşke bütün eksiklikler böyle güzel olabilse…
‘’göğü azalan kuşlar’’ şiiri bir kıyımdır ömre. Aslında, aşka barınaktır bu şiir. Bir şehir ve o şehirde acıları biriktirmek. ‘’ne zaman bu kente dalsam /sessizliğin konvoyuna düşerim’’. Şairin sessizliğini bozmak gibi bir hadsizlik ne haddimize. Öyle güzel bir sessizliği var ki o şehirde ‘’hiç bu kadar silinmemişti sessizliğim’’ dizesiyle bunu çok güzel anlatıyor. Acaba bu sessizlik acının güzelliği miydi? ‘’göğü azalan kuşlar, uyusa’’ diyor ya şair, bence uyumamalı. Eğer uyumayan o kuşlar böylesine derin imgeler yaratabiliyorsa, böylesine ince çağrışımlar katabiliyorsa şiirine uyumasın. Bir aşk uyuyabilir, insan uyuyabilir, sessizliği de gerekirse uyutun ama bir şiir uyumamalı asla!
’bir uzun yalnızlık, bir gidiş kayboluşa’’ dizesi ‘’Iğdır’dan kalkan yol duraksız yalnızlığa’’ dizesini ne güzel de tamamlıyor. Sanki şair, bilerek kitabının ilk şiirini yalnızlıkla başlatıp son şiiri yalnızlıkla bitiriyor. Iğdır’da biriktirdiği yalnızlığını yine kayboluşla tamamlıyor. Belki de şaire su soruyu sormamız gerek; neden yalnızlığına sahip çıkıyorsun bu kadar? Bırak, kalabalığına çöksün gökyüzü. Şiirlerinde tanımadığın insanlara gülümse. Çocuklar daha mutlu olsun. Babanı, anneni, köyünü şiirinde umutla çoğalt. Bir aşk ki en güzel nedenidir yaşamanın, yüreğine sır gibi atmaktan vazgeç. Yeniden bir şiiri ele alırcasına kucakla yaşamı. Çünkü, yaşamak sana en çok yakışan şeydir. Şiirine sahip çıkan göğe selam olsun…