Ben ne aşk ne de ahlak kavramının tek bir çerçevede ele alınıp değerlendirilebileceği konular olduğunu düşünmüyorum. Toplumdan topluma değişen değer yargılarının, doğruların yanlışların, dinlerin, kültür ayrılıklarının her ülke insanına göre farklılıklar gösterdiğini düşündüğümde hangi kavramı nereye oturtmalıyım bilemedim.
Tek bildiğim herkesin her duyguyu, her öğretiyi kendi doğrularıyla belirlediği, yücelttiğidir. Kimin neyi nasıl hangi koşullar içinde yaşadığıdır. Doğumundan yetişkinliğine kadar geçen sürede aldığı eğitimin, karakteristik özelliklerinin, düşünme biçiminin bilinemeyene yaptığı yolculuktur ve bu ayrı ayrı yaşanmış tecrübelerin ortak noktasını da aşk oluşturur. Ancak günümüz ilişkilerini göz önüne aldığımızda aşkın da ahlakın da içi boşalmış, bayağılaşmış kavram karmaşası içinde duygu erezyonuna uğramış olduğuna şahit oluyoruz. Ne var ki tüm insanlar yaşadıkları toplumun aynası olup kendilerini bulundukları sosyal hayat ahlakı yani kabul görmüş anlayışlar içinde büyütür şekillendirirler. Sosyal kurallardan bağımsız bir varoluş düşüncesi doğal karşılanamaz.
İyi bir yaşam, saygın ve onurlu bir yaşam seçimi birçok erdemi üzerinde toplamış, kanunlarla düzenlenmiş benzer görüşlü zihin yapılarına sahip bireylerle beraber seçilen bir hayat tarzını ifade eder. Yani toplumun genel geçer davranışları aşkın ahlaklı olanını tasvip eder. Peki aşkın ahlaksız olanı nedir? Hesapsız kitapsız koşulsuz günahıyla sevabıyla sevebilme halinin deli ve çılgın halinin beklenilmeyen aniden gelişen, insanı başkalaştıran, cesur yapan aklın kalbe teslimiyet halinin bir sarmaşık gibi ruha nüfuz etmesiyle çoğalmasıyla, coşmasıyla, kabarıp gitgide büyümesi halinin adı nedir? Aşkın sınırları nerede başlar nerede biter? Sınırsız olursa aşk mı olur ahlaksızlık mı?
Gönül aklım neredesin imdadıma yetiş!!! Yüreğim aklımın iç avlusundan bakar da içine konulan kabın şeklini alması gibi bir uyumla bütünleşiverirse işte o zaman sorgusuz sualsiz denizden ben de geçerim. Sizi bilemem ama bir iklimin seyrine kaptırarak yaz aşkları peşinde koşanlara, bağımlısı olduğumuz dizilerdeki arkadaşın arkadaşına göz koyduğu senaryoları büyük bir keyifle izleyenlere ve ’’ sevgilimi koluma takarım bebekte üç beş tur atarım ‘’nağmeleriyle coşanlara vaveylâ…
Allah aşkına Ahlak aşkına…