neresinden başlasam sevmeye dünyayı
ipek sevgim tunç öfkeye dönüşür
ki dünya, çirkinliğini bol makyajla kapatan
kan kokan kokana
kıyısından baktığımda hayata
dört bucak yedi kıtada kıyım
ve iç içe geçmiş acılar
kökü kalbin derinine uzanan
bin dallı hüzün
halkım göğe bakmıyor artık
antik bir karanlık çökmüş gibi üzerine
ne sözleri çivili muşta
ne gözleri gümüş temren
oysa damarımızda dolaşan asil isyan
değiştirebilir dünyayı
tüm dişlilerini kırabilir bu bozuk çarkın
haykırabilseydi içimizden biri:
“halkım uyan! halkım uyan!”
bozulacaktı zalimin mazluma kurduğu pusu