İliştir, hayatın çiçeğini
kalbinin atlasına
İçimizden eski filmler geçti bak
eski yağmurlar
Sevinçlerimize dokunan o rüzgar
Perdeyi kapattık sonra.
Yaşam, bahar çığlığı, tatlı su
Gazozdan hayallere gidilirdi
Çiçek kurutan kızlardan
Badanalı duvara yaslanmış
Rengarenk sandalyelerden
Eylül oturmuş, özlüyor aralık
yüzü
Unut! ne varsa vazgeçtiğin güzden
kalan
Gömleğimi paralayan bir sancı…
Keşke vişne lekesi dursaydı,
bluzumda
Ah! hesaplı onca sorular…
Hep kırmızı, dudağımdaki falçata.
Kuşların, gökkuşağını kandıran
isyanı
Bozuyor sessizliği…
Koşuyor, bahçeye, mahalleye
Çocukluğumun bez bebekleri.